|
|
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 46) MADDE 1- 26/4/2014 tarihli
ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin
(I/C-2.1.3.1.) bölümünün son paragrafının son cümlesi yürürlükten kaldırılmış
ve aynı paragrafa aşağıdaki cümleler eklenmiştir. “Alıcı mükelleflerin mücbir
sebep halinden çıkmak istemeleri ve buna ilişkin İdareye yaptıkları başvuru
neticesinde mücbir sebep halinin sona erdirilmesi durumunda da mücbir sebep
halinin ortadan kalktığı tarihten itibaren genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulanır. Öte yandan, işleme taraf olan
satıcı mükellef ile alıcı mükellefin her ikisinin de mücbir sebep kapsamında
bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.” MADDE 2- Aynı Tebliğin (I/C-2.1.3.2.5.2.)
bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “PTT A.Ş.nin posta işlerinin yerine getirilmesine yönelik
olarak; gönderilerin toplanması, yüklenmesi, ayrımı, sevki ve işlenmesi,
gönderilerin adresten kabulü, ambalajlanması, ölçüm, tartım ve kayıt
işlemleri, dağıtılacak tüm kayıtlı/kayıtsız gönderilerin grup/cihet ayrımı,
dağıtım araçlarına yüklenmesi ve boşaltılması, gönderilerin dağıtım ve
teslimi, tahsilatlı gönderilerin
ücretlerinin tahsili, tahsil edilen ücretlerin İdareye teslimi, teslim edilen
veya edilemeyen gönderilerin dağıtım alanında veya işyerinde düşüm işlemleri
ve benzeri şekillerdeki hizmet alımları bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulur.” MADDE 3- Aynı Tebliğin (I/C-2.1.5.2.1.)
bölümünün sekizinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Şu kadar ki
mükellefin iade hakkı doğuran işlemi yaptığı yılda süresinde düzenlenmiş tam
tasdik sözleşmesinin bulunması halinde, mahsuben iade talepleri YMM raporu
ile yerine getirilebilir.” MADDE 4- Aynı Tebliğin (I/C-2.1.5.2.2.)
bölümünün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf
eklenmiştir. “Şu kadar ki
mükellefin iade hakkı doğuran işlemi yaptığı yılda süresinde düzenlenmiş tam
tasdik sözleşmesinin bulunması halinde, nakden iade talepleri YMM raporu ile
yerine getirilebilir veya iade talebinin tamamı kadar verilmiş teminat, YMM
raporu ile çözülebilir.” MADDE 5- Aynı Tebliğin (II/E-10.) bölümünün
başlığında yer alan “2019 UEFA Süper Kupa ve 2021 UEFA Şampiyonlar Ligi
Finali Müsabakaları” ibaresi “2023 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali Müsabakası”
olarak, aynı bölümün birinci paragrafında yer alan “2019 Avrupa Futbol
Federasyonları Birliği (UEFA) Süper Kupa Finali ve 2021 UEFA Şampiyonlar Ligi
Finali müsabakalarına” ibaresi “2023 Avrupa Futbol Federasyonları Birliği
(UEFA) Şampiyonlar Ligi Finali müsabakasına” olarak değiştirilmiştir. MADDE 6- Aynı Tebliğin (IV/A-1.6.) bölümünden sonra gelmek üzere başlığıyla birlikte
aşağıdaki bölüm eklenmiştir. “1.7. İade
Talebinde Bulunulabilecek Asgari Tutar 27/1/2023 tarihli ve 6775 sayılı
Cumhurbaşkanı Kararı ile 1/2/2023 tarihinden itibaren yapılan işlemlere
uygulanmak üzere mükelleflerin iade hakkı doğuran işlemlerine ilişkin olarak
iade talebinde bulunabilecekleri asgari tutar 2.000 TL olarak belirlenmiştir.
Belirlenen bu tutarın mükelleflerin iade talep ettiği tutardan düşülmesi söz
konusu değildir. Bu kapsamda,
mükellefler iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade talep tutarları
2.000 TL’nin altında olan vergilendirme dönemleri de dahil olmak
üzere ilgili dönem beyannamelerinde iade beyan edecek ve bu tutarlar için
iade talebinde bulunacaktır. Ancak vergi dairelerince 2.000 TL’nin altındaki
iade talepleri bu vergilendirme döneminde değerlendirmeye alınmaksızın
sonraki vergilendirme dönemlerindeki iade talepleri ile birlikte
değerlendirilecektir. Mükelleflerin
aynı vergilendirme döneminde farklı iade hakkı doğuran işlemlerden
kaynaklanan iade talepleri bulunması halinde iade talebinde bulunulabilecek
tutarın tespitinde bu dönemdeki iade tutarları birlikte dikkate alınır.
Toplam iade talep tutarının asgari iade tutarı olan 2.000 TL’yi aşması
halinde mükellefin bu dönemdeki iade talebi değerlendirilir. Toplam iade
talep tutarının asgari iade tutarının altında kalması halinde mükellefin bu
dönemdeki iade talebinin değerlendirilmesi mümkün olmayıp, bu iade talep
tutarının izleyen dönemlerdeki iade talep tutarları ile birlikte dikkate
alınarak iade talebinin değerlendirilmesi mümkündür. Bu durumda izleyen
vergilendirme dönemindeki iade talep tutarı dahil toplam
iade tutarının asgari iade tutarı olan 2.000 TL’yi aşması gerektiği tabiidir. Örnek 1: Mükellef (A)’nın 2023/Mayıs
vergilendirme döneminde kısmi tevkifat uygulaması
kapsamında işgücü temin hizmeti nedeniyle 1.200 TL, yatırım teşvik belgesi
kapsamındaki teslimleri nedeniyle 1.500 TL olmak üzere toplam KDV iade talep
tutarı (1.200+1.500)= 2.700 TL dir. Mükellef
(A)’nın 2023/Mayıs vergilendirme dönemindeki
2.700 TL iade talep tutarı asgari iade tutarı olan 2.000 TL’yi aştığından
mükellefin ilgili iade talepleri vergi dairesince değerlendirilerek iade
edilebilir. Örnek 2: Mükellef (A)’nın kısmi tevkifat uygulaması kapsamında işgücü temin
hizmetinden kaynaklı iade talep tutarları 2023/Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran
vergilendirme dönemleri için sırasıyla 700 TL, 1.000 TL, 200 TL ve 500 TL
olup bu dönemlerde iade hakkı doğuran başka işlemi bulunmamaktadır.
2023/Mart, Nisan ve Mayıs vergilendirme dönemlerindeki iade talep tutarları
2.000 TL olan asgari tutarın altında kaldığı için mükellefin bu dönemlerdeki
iade talepleri vergi dairesince değerlendirilmeyecektir. Mükellefin
2023/Haziran vergilendirme dönemindeki iade talebi sonrasında toplam iade
talep tutarı olan 2.400 TL vergi dairesince değerlendirilerek iade edilebilir. 3065
sayılı Kanunun 11/1-b maddesine göre, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni
ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın
alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları
dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri KDV’nin
karşılıklı olmak kaydıyla iadesinde, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve
iş merkezi bulunmayan yabancı yapımcılara sinematografik eserlerin yapımına
ilişkin olarak verilen çekim izin süresi içinde satın alacakları veya ithal
edecekleri mal ve hizmetler için ödedikleri KDV’nin iadesinde, 3065 sayılı
Kanunun 15 inci maddesine göre, karşılıklı olmak şartıyla Türkiye’deki
diplomatik misyonlar ve konsolosluklar ile
uluslararası kuruluşların vergi muafiyetine sahip mensuplarının ödedikleri
KDV’nin iadesinde, 3065 sayılı
Kanunun geçici 26 ncı maddesine göre,
uluslararası kuruluşlar ile bu kuruluşlara bağlı program, fon, temsilcilik ve
özel ihtisas kuruluşlarının yönetici kadrolarında görev yapan mensuplarının
ödedikleri KDV’nin iadesinde, istisnadan yararlananların KDV mükellefiyeti
bulunmadığından, bunlar tarafından asgari iade tutarına bakılmaksızın iade
talebinde bulunulabilir.” MADDE 7- Aynı Tebliğin (IV/E-3.5.) bölümünün beşinci paragrafından sonra gelmek üzere
aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Sahte belge
kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan dönemi kapsayan takvim yılında
süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, sahte
olduğu tespit edilen belgelerde yer alan alım tutarının, aynı dönemdeki
toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, bu mükellefler sahte belge
kullanma tespiti gerekçesiyle özel esaslar kapsamına alınmazlar. Şu kadar ki,
bu durumun 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön
tespitler için yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak uygulanacak özel
esaslar uygulamasına etkisi yoktur.” MADDE 8- Aynı Tebliğin (IV/E-4.5.) bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere
aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Muhteviyatı
itibarıyla yanıltıcı belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan
dönemi kapsayan takvim yılında süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi
bulunan mükelleflerin, yanıltıcı olduğu tespit edilen belgelerde yer alan
alım tutarının, aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde,
bu mükellefler muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti
gerekçesiyle özel esaslar kapsamına alınmazlar. Şu kadar ki, bu durumun 213
sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön tespitler için
yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak uygulanacak özel esaslar
uygulamasına etkisi yoktur.” MADDE 9- Aynı Tebliğin (IV/E-15.) bölümünden
sonra gelmek üzere başlığıyla birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir. “16. 9/3/2023 Tarihli ve 7440 Sayılı Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Kapsamında KDV Artırımında Bulunanların Özel Esaslar Karşısındaki Durumu Aralık/2022 ve
öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında bu Tebliğ
kapsamında; - Sahte belge
veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile - Sahte belge
veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma, - Beyanname
vermeme, - Adresinde
bulunamama, - Defter ve belge
ibraz etmeme, olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle
özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 takvim
yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 7440
sayılı Kanunun 5 inci ve geçici 1 inci maddeleri kapsamında KDV artırımında
bulunanlar (Bu yıllardan herhangi birinde faaliyete başlanması halinde
faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıllar için; faaliyetin terk edilmesi
halinde ise faaliyetin terk edildiği yıl ve önceki yıllar için artırımda
bulunulması gerekir.), artırım tutarlarının tamamını ödedikleri tarihten
itibaren özel esaslar kapsamından çıkarılır. Ayrıca,
taksit uygulamasından faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların tamamı
ile bir taksite ait tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir
kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), sigorta şirketi kefalet senedi
(herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), devlet tahvili veya
hazine bonosu cinsinden teminat göstermeleri halinde taksitlerin tamamının
ödenmesi beklenmeksizin genel esaslara dönüşleri sağlanır. Bu
şekilde teminat gösteren mükelleflerin mezkûr Kanuna göre taksitleri
ödememeleri halinde, ödenmemiş taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun
tamamı teminatın paraya dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilir. 7326 sayılı Kanun
kapsamında 2018, 2019 ve 2020 yılları için (Bu yıllardan herhangi birinde
faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıl için)
artırımdan yararlanmış olanların genel esaslara dönüşünde, yararlanma
koşullarının ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu yıllar için yeniden
artırımda bulunulması şartı aranmaz. 2018, 2019, 2020,
2021 ve 2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına
ilişkin olarak 7440 sayılı Kanunun 5 inci ve geçici 1 inci maddeleri
doğrultusunda KDV artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılan
mükellefler, artırımda bulunulan yıllar için yukarıda belirtilen
olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara alınmazlar. Özel esaslar
kapsamında olmadığı halde KDV artırımında bulunmuş olan mükellefler,
artırımda bulundukları yıllarda alım yaptıkları mükelleflerle ilgili
olumsuzluklar için yapılacak tespitler dolayısıyla özel esaslar kapsamına
alınmazlar. Ancak, bu mükellefler hakkında, artırımda bulunulan yıllar için
sahte belge kullanma olumsuz tespiti yapılması halinde, Tebliğin (IV/E-5)
bölümünde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki döneme devreden
KDV’ye ilişkin düzeltme işlemi neticesinde artırımda bulunulmayan bir yılda
tarhiyat yapılması gerekiyorsa, mükellef özel esaslara alınmasa dahi düzeltme
işlemi yapılacaktır. Yukarıda
belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar
uygulananların KDV artırımında bulunmaları ise bunların genel esaslara
dönüşlerini sağlamaz. Aynı şekilde yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler
dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulanması gerekenlerin KDV artırımında
bulunmaları bunların özel esaslara tabi tutulmasını engellemez. 7440 sayılı
Kanunun 5 inci ve geçici 1 inci maddeleri kapsamında KDV artırımında
bulunmasına bağlı olarak özel esaslar kapsamından çıkarılan veya özel esaslar
kapsamına alınmayan mükelleflerin iade taleplerinde, haklarında olumsuzluk
bulunan mükelleflerden alımlarının bulunduğunun tespiti halinde, Tebliğin
(IV/E-11) bölümünde belirtilen hükümlerin uygulanacağı tabiidir. 7440
sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi uyarınca,
mezkûr maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı
Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve
belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar
koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen
veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden ya da (ç) fıkrasında yer alan
fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin mezkûr Kanunda
belirtilen süre ve öngörülen şekilde KDV artırımında bulunmaları durumunda,
söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar Kanunun kapsadığı
dönemlerin tamamı için yapılan artırımlara ilişkin olarak tahakkuk
işlemlerinin bekletilmesi gerekmektedir. Bu durumda olan ve 2018, 2019, 2020, 2021
ve 2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin
KDV artırımında bulunmuş olan mükelleflerin genel esaslara dönüşleri, vergi
incelemesinin ilgili maddede belirtilen sürede sonuçlandırılamaması veya
yapılan vergi incelemesinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi ve
maddede öngörülen diğer şartların sağlanması durumunda, vergi artırımı
sonucunda hesaplanan vergilerin ödenmesi veya taksit imkanından faydalanılacaksa
yukarıda belirtildiği şekilde teminat gösterilmesi halinde yerine getirilir.” MADDE 10- Aynı Tebliğin (V/A-2.5.) bölümünün; a) Birinci
paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir. “Öte
yandan, 27/1/2023 tarihli ve 6775 sayılı
Cumhurbaşkanı Kararı ile 6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı
Kararında yapılan değişiklik ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde
bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik
ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden dolmuş işletmelerinin (belediyeler
ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası
belediyelere ait şirketler hariç), münhasıran il sınırları içinde yapmış
oldukları toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci
maddesinde yer alan hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre hasılatlarına
uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak belirlenmiş olup bu düzenleme
1/2/2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.” b) Mevcut ikinci
paragrafında yer alan “otobüs işletmeleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “
ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden
kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri
aracılığıyla elde eden dolmuş işletmeleri (minibüs, midibüs ve benzeri
taşıtlarla belirlenmiş güzergahlarda şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı
faaliyetinde bulunan mükellefler dahil)”
ibaresi ve “otobüsle toplu taşıma faaliyeti” ibaresinden sonra gelmek üzere
“veya dolmuşla şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti” ibaresi eklenmiştir. c) Mevcut
dördüncü paragrafında yer alan “otobüs” ibaresi “otobüs ve/veya dolmuş”
şeklinde değiştirilmiştir. ç) Mevcut beşinci
paragrafı yürürlükten kaldırılmıştır. d) Mevcut altıncı
paragrafında yer alan “otobüsle toplu taşıma” ibaresi “otobüsle toplu taşıma
faaliyeti veya dolmuşla şehir içi yolcu taşımacılığı” şeklinde ve
“faaliyetin” ibaresi “faaliyetlerin” şeklinde değiştirilmiş ve aynı paragrafa
birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Kapsama giren faaliyetlerin
birlikte yapılması hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre vergilendirmeye engel teşkil etmez.” e) Mevcut
dokuzuncu paragrafında yer alan “özel halk otobüsü işletmeciliği” ibaresinden
sonra gelmek üzere “ve/veya dolmuş işletmeciliği” ibaresi eklenmiştir. MADDE 11- Bu Tebliğ yayımı tarihinde
yürürlüğe girer. MADDE 12- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.
1 Nisan 2023 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 32150 |