EK:
2022/8 SaYILI İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞE DAİR BİLGİLENDİRME RAPORU
1. soruşturmaya ilişkin GEnel BİLgi ve işlemler 1.1. Mevcut önlem ve geçmişi(1) Hindistan menşeli 3920.62.19.00.00, 3920.69.00.00.00 ve 3921.90.19.00.00 GTİP’leri altında yer alan “polietilen tereftalat (PET) filmler” için 22/3/2009 tarihli ve 27177 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2009/8) ile CIF bedelin %4,25’i ila %21,61’i arasında değişen oranlarda telafi edici vergi yürürlüğe konulmuştur. (2) 2010 yılında Türk Gümrük Tarife Cetvelinde yapılan değişiklik kapsamında, önlem alınan 3921.90.19.00.00 GTİP’i kapatılmış ve söz konusu GTİP altında yer alan ürünler 3921.90.10.00.00 GTİP’i altında sınıflandırılmaya başlanmıştır. (3) 16/9/2015 tarihli ve 29477 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/43) ile tamamlanan nihai gözden geçirme soruşturmasında (NGGS), yürürlükte olan sübvansiyona karşı önlemin aynen uygulanmaya devam edilmesine karar verilmiştir. 1.2. Soruşturma(1) Yönetmeliğin 35 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce, 31/1/2020 tarihli ve 31025 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2020/1) ile mevcut önlemlerin yürürlükte kalma sürelerinin sona ereceği ilan edilmiştir. İlgili ürünün yerli üreticileri tarafından mevzuatta öngörülen süreler içinde, önlemin sona ermesinin damping veya sübvansiyonun ve zararın devam etmesine veya yeniden meydana gelmesine yol açacağı iddiasını içeren yeterli delillerle desteklenmiş bir başvuru ile NGGS açılması talebinde bulunabilecekleri duyurulmuştur.
(2) Bu çerçevede, Süper Film Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Süper Film) firması Hindistan menşeli PET film ithalatına karşı NGGS açılması başvurusunda bulunmuştur. Söz konusu başvuru, Polinas Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Polinas) firması tarafından desteklenmiştir.
(3) Başvuru kapsamında sunulan bilgi ve belgeler, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu (Kurul) tarafından değerlendirilmiş ve bir NGGS açılmasını haklı kılacak yeterlilikte delillerin mevcudiyetine kanaat getirilmiş olup; Hindistan menşeli “PET filmler” ithalatına yönelik 12/9/2020 tarihli ve 31242 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2020/21) ile NGGS açılmıştır.
(4) T.C. Ticaret Bakanlığı (Bakanlık) İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen NGGS tamamlanmıştır. 1.3. Yerli üretim dalının temsil niteliği(1) Başvuru aşamasında yapılan değerlendirmede, Yönetmeliğin 18 inci maddesi uyarınca yerli üretim dalını temsil etme niteliğine sahip olan yerli üretici Süper Film firması tarafından yapılan başvurunun, Yönetmeliğin 20 nci maddesi uyarınca yerli üretim dalı adına yapıldığı anlaşılmıştır. Anılan firma, bu raporun ilgili bölümlerinde “yerli üretim dalı” olarak anılacaktır. 1.4. Soruşturma ve gözden geçirme dönemi1.5. İlgili tarafların bilgilendirilmesi, dinlenmesi ve bilgilerin değerlendirilmesi(1) Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu ürünün Bakanlık tarafından tespit edilen Hindistan’da yerleşik üreticilerine/ihracatçılarına, Türkiye’de yerleşik ithalatçılarına ve ayrıca mezkûr ülkelerde yerleşik diğer üreticilere/ihracatçılara iletilebilmesini teminen Hindistan’ın Ankara Büyükelçiliği’ne soruşturmanın açılışına ilişkin bildirimde bulunulmuştur. (2) Bildirimde, soruşturma açılış Tebliğine, başvurunun gizli olmayan özetine ve soru formlarına nereden erişilebileceği hususunda bilgi verilmiştir.
(3) Taraflara görüş bildirme ve soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dâhil 37 gün süre tanınmıştır.
(4) Yerli üretim dalı, soruşturma süresi boyunca Bakanlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave bilgileri temin etmiştir.
(5) Hindistan Hükümeti, hükümet soru formunu; soruşturma konusu ürün ithalatı gerçekleştiren firmalardan 1 tanesi de ithalatçı soru formunu zamanında yanıtlayarak Bakanlığa iletmiştir.
(6) İlgili soru formunu yanıtlayan üretici/ihracatçı firma olmamıştır.
(8) Nihai bildirim sonrasında, ilgili tarafların nihai bildirime ilişkin görüşlerini sözlü olarak da sunmalarına imkân tanımak amacıyla 26/1/2022 tarihinde kamu dinleme toplantısı yapılması planlanmış fakat ilgili taraflardan katılım talebi gelmemesi nedeniyle toplantı gerçekleşmemiştir.
(9) Tarafların işbu soruşturma boyunca ortaya koyduğu tüm bilgi, belge ve görüşler incelenmiş, mezkûr görüşlerden mevzuat kapsamında değerlendirilebilecek olanlara bu raporun ilgili bölümlerinde yer verilmiştir. 1.6. Yerinde doğrulama incelemesi(1) Yönetmeliğin 21 inci maddesi çerçevesinde başvuru sahibi yerli üretici Süper Film firması nezdinde yerinde doğrulama incelemesi gerçekleştirilmiştir.
2. Soruşturma Konusu Ürün ve Benzer Ürün2.1. Soruşturma konusu ürün ve benzer ürün(1) Soruşturma konusu ürün, 3920.62.19.00.00, 3920.69.00.00.00 ve 3921.90.10.00. gümrük tarife istatistik pozisyonu altında kayıtlı polietilen tereftalat (PET) filmdir.
(2) Polietilen tereftalat film (PET film), polietilen cips olarak adlandırılan polietilen teraftalat maddesinden elde edilen yüksek kaliteli bir filmdir. PET film, ince ve kalın olarak iki kategoride değerlendirilmektedir. Geniş bir kullanım alanına sahip PET filmler özellikle ambalaj, tekstil sanayi, görüntüleme teknolojileri, elektrikli aletler ile manyetik medya üretimi gibi alanlarda kullanılmaktadır. (3) Soruşturmaya konu olan PET filmlerin farklı tiplere göre teknik özellikleri aşağıda özetlenmiştir: · Şeffaf Polyester Film/Pet: % 95-98 oranında katkısız PET homopolimer ve % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer içeren şeffaf film. Gıda ambalajları, tekstil ve elektrik ile inşaat sektörlerinde kullanılmaktadır. Endüstriyel nihai kullanıcılar tarafından baskı, laminasyon, sim ipliği ve benzeri amaçlarla kullanılmaktadır. · Metalize Edilmiş Polyester Film/Pet: % 95-98 oranında katkısız PET homopolimer ve % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer içeren şeffaf filme, ikinci bir işlem olarak vakum metalizasyon ünitesinde saf aluminyum kaplanmış PET film. Yapılan aluminyum kaplama miktarı "angstrom" ( 1 mikron= 10.000 Angstrom) seviyesinde olmaktadır. Gıda ambalajları, tekstil (sim ipliği), elektrik ve inşaat sektörlerinde kullanılmaktadır. Endüstriyel nihai kullanıcılar tarafından baskı, laminasyon ve benzeri amaçlarla kullanılmaktadır. · Beyaz Polyester Film/Pet: % 8-12 oranında katkısız PET homopolimer, % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer ve % 83-90 oranında beyaz katkılı PET homopolimer içeren beyaz PET film. Gıda ambalajları ve etiket sektörlerinde kullanılmaktadır. Endüstriyel nihai kullanıcılar tarafından ise baskı, laminasyon ve benzeri amaçlarla kullanılmaktadır. · Şeffaf Polyester Twist Film/Pet: % 95-98 oranında katkısız PET homopolimer ve % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer içeren şeffaf film. Ayrıca bu tip filmde bükülebilir ve antistatik özelliği geliştirilmiştir. Şekerleme ve çikolata sektörlerinde kullanılmaktadır. · Metalize Edilmiş Twist Polyester Film/Pet: % 95-98 oranında katkısız PET homopolimer ve % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer içeren şeffaf filme, ikinci bir işlem olarak vakum metalizasyon ünitesinde saf aluminyum kaplanmış PET film. Yapılan aluminyum kaplama miktarı "angstrom" ( 1 mikron= 10.000 Angstrom) seviyesinde olmaktadır. Ayrıca bu tip filmde bükülebilir ve antistatik özelliği geliştirilmiştir. Şekerleme ve çikolata sektörlerinde kullanılmaktadır. · Beyaz Polyester Twist Film/Pet: % 8-12 oranında katkısız PET homopolimer, % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer ve % 83-90 oranında beyaz katkılı PET homopolimer içeren beyaz PET film. Ayrıca bu tip filmde bükülebilir ve antistatik özelliği geliştirilmiştir. Gıda ambalajları ve etiket sektörlerinde kullanılmaktadır. Endüstriyel nihai kullanıcılar tarafından baskı, laminasyon ve benzeri amaçlarla kullanılmaktadır. · Şeffaf Polyester Kaplı Film/Pet: % 95-98 oranında katkısız PET homopolimer ve % 2-5 oranında Antiblok katkılı PET homopolimer içeren şeffaf film. Bu tür filmlere off-line kaplama ile yüksek bariyer, kolay soyulma (peelable), antifog gibi ilave özellikler verilmektedir. (4) Soruşturmaya konu olan ürünün üretim sürecinde öncelikli olarak granül halindeki hammadde istenen nihai kullanım özelliklerine göre gerekli görülen katkıların da ilavesi ile homojen hale gelecek şekilde karıştırılır. Granül karışımı sonsuz vida prensibi ile çalışan ekstruderlere beslenerek; burada sıcaklık ve sürtünmeden yararlanılarak eriyik hale getirilir. Bu eriyik homojen hale getirilinceye kadar taşınarak filtreden geçirilir. Böylelikle erimemiş partiküller eriyiğin içerisinden alınmış olur. Bu eriyik kalıp içerisinden geçirilerek; ince bir aralıktan (kalıp dudağı) dönen bir rulo üzerine akıtılarak katı levha haline gelir. Levha haline gelmiş olan film; önce ısıtılarak yumuşatılır. Ardından da dönen ruloların hızları arasındaki farktan yararlanılarak makine boyu doğrultusunda gerdirilir. Gerdirme işlemleri tamamlanmış olan film kenar kesme, kalınlık ölçümü ve yüzey işlemlerinden sonra demir borulara sarılarak ana süreç tamamlanır. Demir borulara sarılan PET filmler birinci dilme işleminden sonra paketleme sonrası müşteriye sevk edilebilir hale gelir. (5) İthalatçı soru formuna verilen cevapta, ürünün korona değerinin yüksek olması ve gıda sektöründe kullanıma uygun olması sebebiyle ithalatı yapılan 12 mikron incelikte ve 143 cm genişlikte gümüş üstüne gold ve siyah boyama ürünlerin yerli üreticiler tarafından üretilmediği ve üretilen ürünlerin ithal ürün ile aynı özellikte olmadığı ifade edilmiştir. Yerli üretim dalı, ithalatçı firma iddialarına ilişkin olarak, ifade edilen ölçülerde pet filmin üretildiğini, gümüş üstüne olarak ifade edilen metalize işleminin de üretim süreçlerinde mevcut olduğunu fakat boyama kısımlarının baskı işlemlerinde olduğu gibi pet film üretim süreci kapsamında olmadığını ve ileri işlem yapan firmalar tarafından boyama işleminin ayrıca yapıldığını bilgisini paylaşmıştır. Diğer taraftan, yerli üreticilerin ürettiği tüm ürün tipleri ile ithal edilen ürün tiplerinin birebir aynı olma zorunluluğu olmadığı gibi yerli üretim dalının soruşturma konusu ürünün tüm alt tiplerini üretmesi hukuken ve fiilen beklenmemelidir. (6) Yapılan başvuruda, yerli üretim dalı tarafından üretilen ürün ile başvuru konusu ithal ürün arasında teknik ve fiziki özellikler ile ürünün temel kullanım alanları bakımından bir fark bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, Yönetmeliğin 4 üncü maddesi çerçevesinde, başvuru konusu ürün ile yerli üretim dalı tarafından üretilen ürününün esas soruşturmada ve daha önceki nihai gözden geçirme soruşturmasında yapılan benzer ürün olarak kabul edilebileceği tespiti geçerliliğini korumaktadır. 2.2. Ürünün ithalinde uygulanan Gümrük Vergisi ve Diğer Yükümlülükler(1) Meri İthalat Rejimi Kararı çerçevesinde, Hindistan menşeli soruşturma konusu ürün için % 6,5 oranında gümrük vergisi uygulanmaktadır. (2) 18/4/2020 tarihli ve 31103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalat Rejimi Kararına Ek Karar (Karar Sayısı: 2424) ile soruşturma konusu ürün ithalatında 31/12/2020 tarihine kadar %40 ilave gümrük vergisi uygulanmıştır. (3) 31/12/2020 tarihli ve 31351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3351 sayılı İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Karar ile soruşturma konusu ürün ithalatında %10 ilave gümrük vergisi mevcuttur. (4) Hindistan menşeli soruşturma konusu ürünlerin A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilmesi halinde telafi edici vergi olarak, Diğer Ülkeler gümrük vergisi (% 6,5) ile Gelişme Yolundaki Ülkeler (%3) gümrük vergisi arasındaki fark kadar (% 3,5) ek mali yükümlülük tahsil edilmektedir. (5) İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ (No: 2015/3) kapsamında 3920.62.19.00.00, 3920.69.00.00.00 ve 3921.90.10.00.00 GTİP altında sınıflandırılan yalnız bioryante polietilen tereftalat filmlerin birim gümrük kıymeti 3 ABD doları/kg’ın altında olanları ülke ayrımı olmaksızın gözetime tabidir. (6) Diğer taraftan, soruşturma konusu ürünün ithalatında KDV oranı %18’tir. 3. SÜBVANSİYONUN VARLIĞI VE DEVAMI İDDİASI3.1. Genel açıklamalar(1) Yönetmeliğin 35 inci maddesi çerçevesinde, meri önlemin yürürlükten kaldırılması halinde sübvansiyonlu ithalatın devam etmesi veya yeniden meydana gelmesi hususu, esas soruşturma sırasında incelenen sübvansiyon programları temelinde değerlendirilmiştir. (2) Diğer taraftan, ihracatçı firmaların davranışlarını göstermesi açısından soruşturma konusu ülkenin Türkiye’ye yönlendirebilecek ihracat kapasitesi ile ihraç fiyatları ve diğer ülkeler tarafından uygulanmakta olan sübvansiyona karşı önlemler önem arz etmektedir. 3.2. Esas Soruşturmada İncelenen Sübvansiyon Programları3.2.1 Ön Lisans Programı (ÖLP) ve İthalat Vergisi Muafiyeti 1 a. Programın İçeriği (1) Bu program çerçevesinde ihracatçılar ihraç ettikleri ürünün üretim sürecinde ihtiyaç duydukları maddeleri gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edebilmektedirler. Ön lisanslar üretici/ihracatçılar, üreticilerle bağlantılı tacir/ihracatçılar ile belirli koşullarda diğer yerli üreticiler tarafından kullanılabilmektedir. (2) Ön lisanslardan aşağıda ayrıntıları verilen işlemleri gerçekleştirenler yararlanabilir: i. Fiziksel ihracat 2: Fiziksel ihracat koşuluna bağlı olarak ön lisans verilmesi bu programın temel bölümünü oluşturmaktadır. Bu alt-program sayesinde ihraç edilen nihai ürünün üretiminde kullanılan girdilerin vergiden muaf olarak ithali mümkün olmaktadır. Bu kapsamda verilen ön lisans belgelerinde, yapılacak ithalata karşılık olarak hangi üründen ne miktarda ve ne değerde ihracat yapılması gerektiği belirtilmektedir. Gümrük vergisinden muaf olarak ithalat gerçekleştiren firmalar ön lisans çerçevesinde yapmaları gereken ihracatı gerçekleştirene kadar vergi yükümlülüğünü üzerlerinde taşımaya devam etmektedirler. ii. Yıllık Koşul 3: Bu alt-program çerçevesinde verilen ön lisansların temel farkı, lisansın ihraç edilecek belirli bir ürün için değil bir ürün grubu için verilmesidir (örneğin kimyasal ürünler gibi). Bu programdan yararlanan lisans sahibi, geçmişteki ihracat performansına bağlı olarak belirlenen miktardaki herhangi bir girdiyi vergiden muaf olarak ithal edebilmektedir. iii. Ara-mal tedariki 4: Bu alt program, tek bir ihraç ürünü üretmek amacıyla üretim sürecini ikiye ayıran iki farklı üretici tarafından kullanılabilmektedir. Bu program çerçevesinde, üreticilerden birisi nihai ürünü üreten üretici/ihracatçının ihtiyaç duyduğu ara girdiyi üretirken, bahse konu ara girdinin üretiminde kullanmak üzere vergiden muaf ithalat yapabilmektedir. Burada ihracat yükümlülüğü nihai ürünü üreten üreticidedir. iv. Varsayılan ihracat 5: Bu alt-program çerçevesinde belirli kategorilerde yer alan müşterilere ihracat yapıldığı varsayılarak satılan nihai ürünlerin üretiminde ihtiyaç duyulan girdilerin vergiden muaf ithali mümkün kılınmaktadır. Bahse konu maddede sayılan kategorilere örnek olarak ihracat yönelimli birimler/işletmeler 6, ihracat işleme bölgeleri 7 ve özel ekonomik bölgeler 8 gösterilebilir. Bu kapsamda yapılan işlemlerde, esas olarak satılan ürünün ülke sınırlarını terk etmiş olması şartı aranmamaktadır. v. Ön İbra Emri (Advance Release Order-ARO) : Bu program kapsamında, ön lisans sahibi işletme, ihtiyaç duyduğu girdiyi ithal etmek yerine yerli kaynaklardan tedarik etme yoluna gidebilmektedir. Bu durumda bahse konu lisans ARO belgesi haline gelmekte ve belgedeki ürünlerin tesliminde yerli tedarikçiye ciro edilmektedir. ARO belgesi kendisine ciro edilen yerli tedarikçi, yaptığı işlem varsayılan ihracat kategorisinde değerlendirildiği için varsayılan ihracat programının sunduğu avantajlardan yararlanma hakkı kazanmaktadır. Firma, lisans sahibi ihracatçının yararlanacağı vergi iadesi avantajından yararlanabilmektedir. vi. Yurtiçi akreditif 9: Bu alt program da yerli tedarikçilere avantaj sağlamaya yönelik olarak işlemektedir. Buna göre ön lisans sahibi bir işletme herhangi bir bankaya başvurarak yerli tedarikçiye verilmek üzere bir akreditif açtırabilmektedir. Banka bu durumda, lisans belgesini ithalat işlemleri için hükümsüz kılmakta; ön lisans belgesi yerli tedarikçiden satın alınacak ürünler için geçerli hale gelmektedir. Yerli tedarikçi firmanın lisans sahibi işletmeye yaptığı satışlar ihracat olarak kabul edilmekte ve vergi iadesi avantajlarından yararlanabilmektedir. (3) Bu program çerçevesinde ithalatına izin verilen girdi miktarı ile ihraç edilmesi gereken nihai ürün miktarı Hindistan Hükümeti tarafından yayımlanan Standart Girdi-Çıktı Oranları 10 (SGÇO) belgesinde gösterilmektedir. b. Değerlendirme (1) Yukarıda işleyişleri açıklanan programlar esas soruşturma ve önceki NGGS esnasında sırasında incelenmiş ve bu çerçevede; i. Hindistan Hükümetinin, program çerçevesinde ne kadar girdi ithal edilip bunların ne kadarının ihraç edilen ürünlerde kullanıldığına ilişkin etkin şekilde işleyen bir doğrulama sistemine sahip olmadığı yönünde ciddi bulgular olduğu, bu bağlamda programdan yararlanan firmalara tanınan vergisiz ithalat yapma olanağının Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşmasının (Anlaşma) “İhracat Sübvansiyonları Olarak İkame Geri Verme Sistemlerinin Belirlenmesinde İlkeler” başlıklı III. Eki (Ek III) çerçevesinde ihracat sübvansiyonu olarak kabul edilebileceği; ii. Bahse konu programın Yönetmeliğin 12 nci maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı olduğu; iii. Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi ve EK III çerçevesinde programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşmanın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. (2) Yapılan inceleme neticesinde, esas soruşturmada esnasında ve önceki NGGS sonucunda yapılan bu belirlemeleri geçersiz kılacak bir bulguya rastlanmamıştır. (3) Hindistan Hükümeti tarafından söz konusu programın Anlaşmanın EK II’sinde belirtilen koşulları sağladığı ve bu kapsamda telafi edilemez olduğu iddia edilmektedir.
(4) Öte yandan, Hindistan Hükümeti tarafından tüm PET film sektörüne ilişkin SGÇO’nun belirlenme yöntemine ilişkin yeterli bilgi ve oranların doğruluğunu gösterecek yeterli kanıt sunulamamıştır. Ayrıca söz konusu programdan, yalnızca ihracat satışlarının değil ihracat sayılan satışların (deemed exports) da faydalandığı görülmüştür.
(5) Bu kapsamda, gerek Hindistan Hükümeti tarafından verilen yanıtlar, gerek ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde EK II’de belirtilen koşullardan biri olan “ne kadar girdi ithal edilip bunların ne kadarının ihraç edilen ürünlerde kullanıldığına ilişkin etkin şekilde işleyen bir doğrulama sistemine sahip olma” şartının sağlanmadığı tespit edilmiştir. 3.2.2 Vergi Hibesi 11 ve Vergi İadesi Programları 12 a. Programın içeriği (1) Bu programdan tüm ihracatçı/üreticiler ile tacir/ihracatçılar yararlanabilmektedir. İhracatçı, ihracatını gerçekleştirdiği sırada ilgili makamlara söz konusu ihracat sevkiyatının program kapsamında gerçekleştirildiğini beyan etmektedir. Ardından, ihracat işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde programdan yararlanmak üzere bir lisans başvurusunda bulunmaktadır. Bahse konu başvuruda, başvuruya esas teşkil eden ihracat işlemlerinin FOB değerleri, sevkiyata ilişkin tarih ve hedef ülke gibi detaylar ile sevkiyata ilişkin banka kayıtları sunulmaktadır. Başvuru sonucunda verilen lisans ile daha sonraki ithalat işlemlerinde kullanılmak üzere, gerçekleştirilen ihracatın FOB değerinin belirli bir yüzdesi kadar vergi hibesi verilmektedir. Belgeyi alan her ihracatçı Hindistan Hükümetince ayrım gözetilmeksizin bu hibeden yararlandırılmaktadır. Firmalar bu lisans belgelerini ithalat işlemlerinde kullanılabildikleri gibi üçüncü taraflara da satabilmektedir. b. Değerlendirme (1) Bahse konu program esas soruşturma sırasında incelenmiştir. Buna göre; i. Söz konusu vergi hibesi lisans sahibinin veya lisansı satın alan üçüncü tarafların ithalattaki gümrük vergilerine karşılık olarak kullanılabilmektedir. Bu uygulama Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirinden feragat etmesi sonucunu doğurmaktadır. ii. Bununla beraber bahse konu program incelendiğinde, vergi hibesinden yararlanan firmanın ihracat yapmak dışında herhangi bir mükellefiyet altına girmeden karşılıksız bir kaynağa erişiminin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Programdan yararlanan firmaların ithalat işlemleri sırasında ödemeleri gereken vergilerden muaf tutulması veya elde ettikleri lisans belgelerini üçüncü taraflara satmaları bu firmalar için likidite artırıcı bir etkiye yol açarak bir fayda yaratmaktadır. Dolayısıyla, bahse konu programın Anlaşmanın 1.1 maddesi ile İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 12 nci maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı teşkil etmesi nedeniyle sübvansiyon olduğu sonucuna varılmıştır. iii. Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşmanın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. (2) Yapılan inceleme neticesinde, esas soruşturmada esnasında yapılan bu belirlemeleri geçersiz kılacak bir bulguya rastlanmamıştır. (3) “Vergi yetkisi hesap programı”nın 1/10/2011 tarihinden sonraki ihracat işlemleri için yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, “vergi iadesi programı”nın soruşturma döneminde yürürlükte olduğu tespit edilmiştir. (4) Hindistan Hükümeti tarafından söz konusu programın Anlaşma’nın EK III’ü kapsamında bir “Geri Verme Sistemi” olduğu ve bu çerçevede telafi edilemez olduğu iddia edilmektedir. (5) Öte yandan, verilen vergi iadeleri, ihraç edilen ürün içerisinde kullanıldığı varsayılan girdi miktarına göre değil, ihracatın değerine göre belirli bir oranda verilmektedir. Bu itibarla, ihraç edilen ürün için fiilen gerçekleşmiş olan vergi yükü dikkate alınmamaktadır. (6) Bu veriler ışığında, programın makul bir vergi iadesi mekanizması olarak değerlendirilmesi mümkün görünmemektedir. 3.2.3 Sermaye Malları İthalatı Teşvik Programı 13 a. Programın İçeriği (1) Bu programdan üretici/ihracatçılar, üreticilerle ilişkili olan tacir ihracatçılar ve hizmet sağlayıcılar faydalanabilmektedir. Program çerçevesinde, üretim öncesinde ve sonrasında kullanılmak üzere yeni veya on yaşına kadar ikinci el sermaye mallarının ithalatta uygulanan mevcut vergiden daha düşük bir oranla ithal edilmesi mümkündür. Bununla beraber, bu avantajdan yararlanan firmalar için altı yıl içerisinde, elde edilen vergi avantajının altı katı kadar ihracat yapma zorunluluğu bulunmaktadır. b. Değerlendirme (1) Bahse konu program esas soruşturma ve önceki NGGS sırasında incelenmiştir. Buna göre; i. Anılan program çerçevesinde sermaye malları ithalatında vergi avantajından yararlanan firmaların likiditesinin artmış olacağı ve bu bağlamda söz konusu avantajın İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümetince verilen ve programdan yararlananlara fayda sağlayan bir mali katkı olduğu; ii. Vergi avantajının sadece ithalattaki vergiye mahsuben kullanılabilmesi ve Anlaşmanın 1.1(a)1(ii) maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirinden feragat etmesinin söz konusu olması nedeniyle programın bir sübvansiyon olarak kabul edilmesi gerektiği; iii. Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programın uygulanmasının ihracat performansına bağlı olduğunun görüldüğü, programdan yararlanmak isteyen firmaların ihracat taahhüdünde bulunma zorunluluğunda olduğu, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşmanın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği anlaşılmıştır. (2) Yapılan inceleme neticesinde, esas soruşturmada ve önceki NGGS esnasında yapılan bu belirlemeleri geçersiz kılacak bir bulguya rastlanmamıştır. 3.2.4 İhracat Kredisi 14 a. Programın İçeriği (1) İhracat kredileri ihracat öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu krediler de kendi içlerinde yerli para ve döviz cinsinden krediler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Programdan üretici/ihracatçılar ile tacir/ihracatçılar yararlanabilmektedir. (2) Program kapsamında Hindistan Merkez Bankası (HMB) tarafından bu tip krediler için uygulanabilecek baz faiz oranları belirlenmektedir. Baz faiz oranı belirlemesi 1 Temmuz 2010 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir ve bankaların sermaye maliyetleri ile faaliyet giderlerini karşılayacak baz faiz oranının tespiti hedeflenmekte bu oranın altında faiz hadleri ile kredi kullanımının önlenmesi hedeflenmektedir. (3) İlgili mevzuat ve gelen yanıtlar incelendiğinde ihracat kredisi programı kapsamında bankaların ihracatçılara hammadde almaları, işleme, depolama, paketleme, nakliye ve sevkiyat yapmaları için işletme sermayesi sağladığı anlaşılmaktadır. (4) İhracat öncesi kredilerden yararlanmak isteyen firmalar bankalara bir ihracat siparişi veya müşteriden alınan bir teminat mektubu ile başvurabilmektedir. Kredi oranı, HMB’nin belirlediği ilkeler çerçevesinde banka tarafından ihracatçının kredibilitesi değerlendirilerek verilmektedir. (5) İhracat sonrası için ise ticari bankalar tarafından rupi veya döviz cinsinden olmak üzere ihracatçı tarafından kendilerine sunulan ihracat dokümanlarının iskonto edilmesi suretiyle sevkiyat tarihinden itibaren 90 günü aşmamak kaydıyla kredi kullandırılmaktadır. b. Değerlendirme (1) Bahse konu program esas soruşturma ve önceki NGGS sırasında incelenmiştir. Buna göre; i. Bahse konu program özel bankalar aracılığı ile yürütülse de düzenlemenin HMB tarafından yapılması ve yapılan bu düzenlemelere tüm özel bankaların uyması zorunluluğu nedeniyle programın Hindistan Hükümetince verilen mali bir katkı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, söz konusu programın kullanıcı firmalar için borçlanma maliyetini düşürmesi, anılan işletmeler için bir faydanın doğduğuna işaret etmektedir. Bu tespitler ışığında uygulamanın sübvansiyon olduğu değerlendirilmektedir. ii. Programı düzenleyen mevzuat incelendiğinde, programdan sadece ihracatçı firmaların yararlanabildiği, bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce programın ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşma’nın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır. (2) Yapılan inceleme neticesinde, esas soruşturma ve önceki NGGS esnasında yapılan bu belirlemeleri geçersiz kılacak bir bulguya rastlanmamıştır. 3.2.5 Özel Ekonomik Bölge (ÖEB) Programı 15 a. Programın İçeriği (1) Programdan, üretimlerinin tamamını veya büyük kısmını ihraç eden firmalar yararlanabilmektedirler. Bahse konu firmalar, yasaklı olmamak kaydıyla her türlü ürünün ihracatını gerçekleştirebilmekte ve program kapsamında sermaye malları dâhil olmak üzere her türlü maddeyi gümrük vergilerinden muaf olarak ithal edebilmektedirler. (2) ÖEB programı daha önce Hindistan Hükümeti tarafından uygulanan İhracat İşleme Bölgeleri programının devamı niteliğindedir. ÖEB’ler gümrük alanı dışında sayılan ve ticari işlemler, vergiler ve benzeri yükümlülükler bakımından muafiyet sağlanan bölgeler olarak tanımlanmaktadır. ÖEB işletmelerinin bu amaçla kurulmuş bulunan sınırları belirli özel bölgelerde kurulu olması gerekmektedir. (3) ÖEB kapsamında bir işletme kurulmak istendiğinde gelecek beş yıla ilişkin olarak planlanan üretim miktarı, öngörülen ihracat tutarı ve ihtiyaç duyulan ithal ve yerli girdi miktarına ilişkin tahminleri içeren detaylı bir başvuru hazırlanmaktadır. Başvurunun kabul edilmesi halinde yetkili makamlarca kabulün şartları ve işletmenin yükümlülüklerini açıklayan bir bildirim yapılmaktadır. Kural olarak kabul belgeleri beş yıllık bir süre için verilmekte, bununla beraber bu sürenin sonunda süre uzatımı mümkün olmaktadır. (4) 2006 tarihli Özel Ekonomik Bölgelere İlişkin Kuralların 6 ncı Bölümünde yer alan 53 üncü madde hükmüne göre ÖEB’de kurulu bulunan bir işletmenin üretime başladıktan sonra beş yıl içerisinde net döviz kazancı elde etmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu dönem içerisinde gerçekleştirilen toplam ihracat tutarının toplam ithalat tutarından daha fazla olması gerekmektedir. Bu yükümlülüğü yerine getiremeyen işletmeler için 1992 tarihli Dış Ticaret Kanunu çerçevesinde bir takım cezai müeyyideler öngörülmüştür. (5) 2005 tarihli Özel Ekonomik Bölgeler Kanununun 6 ncı Bölümünde yer alan 26 ncı madde hükmüne göre ÖEB’de kurulu işletmelerin yararlanabileceği muafiyetler ve avantajlar şu şekilde sayılmıştır: i. Sermaye malları, hammaddeler ve sarf malzemeleri de dahil olmak üzere bir malın ithalinde veya bir hizmet tedariki sırasında 1962 tarihli Gümrük Kanunu ile 1975 tarihli Gümrük Tarifeleri Kanunundan veya herhangi bir kanundan kaynaklanan tüm vergilerden muafiyet; ii. Bir malın, ÖEB’de kurulu bulunan bir işletmeden Hindistan dışındaki bir yere ihracında 1962 tarihli Gümrük Kanunu ile 1975 tarihli Gümrük Tarifeleri Kanunundan veya herhangi bir kanundan kaynaklanan tüm vergilerden muafiyet; iii. Gümrük bölgesi içerisinden tedarik edilen mal ve hizmetler için 1944 tarihli Merkezi Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile 1985 tarihli Merkezi Özel Tüketim Vergisi Tarifeleri Kanunu ve diğer herhangi bir kanundan kaynaklanan özel tüketim vergilerinden muafiyet; iv.1994 tarihli Finans Kanununun 5 inci Bölümü çerçevesinde vergilendirilebilir olduğu kabul edilen hizmetlerin tedarikinde hizmet vergisi muafiyeti; v. Gümrük bölgesi içerisinden tedarik edilen mallarla ilgili olarak 1956 tarihli Merkezi Satış Vergileri Kanunundan kaynaklanan vergilerden muafiyet; vi. ÖEB’de kurulu bulunan işletmelerin ihracattan kaynaklanan gelirleri ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanununun 10AA Bölümü çerçevesinde faaliyete başladıkları ilk beş yıl için %100, ikinci beş yıl için ise %50 oranında gelir vergisi muafiyeti. (6) ÖEB’de kurulu işletmeler gümrük bölgesine de satış yapabilmektedirler. Bununla beraber, bu aşamada satılan mal için geçerli olan tüm vergilerin de ödenmesi gerekmektedir. Ancak yapılan bu satışların da net döviz kazandırıcı işlem olarak kabul edilmesi imkânı bulunmaktadır. (7) ÖEB’lerde kurulu olan işletmeler, Gümrük Kanununun hükümleri çerçevesinde gümrük görevlilerinin gözetimi altında faaliyetlerini sürdürmektedirler. 2006 tarihli Özel Ekonomik Bölgelere İlişkin Kuralların 22(2) maddesi hükmüne göre bu işletmeler gümrük bölgesi içinden tedarik edilen veya ithalatı gerçekleştirilen tüm mallara ilişkin tutarlar ile malların tüketim ve kullanımıyla ilgili kayıtları tutmakla yükümlüdürler. Firmalar ayrıca, ürünlerin gümrük bölgesine veya ihracat pazarlarına gerçekleştirilen satışları ile ilgili kayıtları da tutmakla yükümlüdürler. (8) 2006 tarihli Özel Ekonomik Bölgelere İlişkin Kuralların 22(3) maddesi hükmüne göre ise ÖEB’lerde faaliyet gösteren işletmeler yetkili makamlara her yıl yıllık performans raporu sunmak zorundadırlar. (9) ÖEB’lerde faaliyet gösteren işletmelerin gerçekleştirdikleri ithalat ve ihracat ile yurt içine yaptıkları satışlara ilişkin kayıt tutma zorunluluğu yine işletmelerin kendilerine verilmiştir. Bununla ilgili olarak yetkili makamlarca bir kayıt tutulması veya gerçekleştirilen sevkiyatlara ilişkin denetim yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Öte yandan, 2006 tarihli Özel Ekonomik Bölgelere İlişkin Kuralların 35 inci maddesi hükmü uyarınca ÖEB’de kurulu olan bir işletmenin gerçekleştirdiği ithalat işlemi ile yaptığı ihracat veya yurt içi satışlar arasındaki bağlantıyı göstermek gibi bir zorunluluğu da bulunmamaktadır. b. Değerlendirme (1) Bahse konu program esas soruşturma ve önceki NGGS sırasında incelenmiştir. Buna göre; i. Sermaye mallarının ithalatında ve yurt içinden tedarikinde sağlanan vergi muafiyeti ile yurt içinden tedarik edilen hizmetlerdeki vergi muafiyetlerinin söz konusu sermaye malları ile hizmetler nihai ürün içerisinde fiziki olarak yer almadığından makul görülebilir bir vergi iade mekanizması olarak kabul edilemeyeceği düşünülmektedir. Söz konusu vergi muafiyetleri Anlaşmanın 1.1(a)1(ii) maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirlerinden feragat etmesi anlamına gelmekte, muafiyetten yararlananlar bakımından likiditeyi artırıcı bir unsur olmaları ve yatırım ve faaliyet giderlerini düşürmeleri nedeniyle bir fayda oluşturmaktadırlar. Muafiyetten yararlanmanın koşulunun yasal olarak ihracat yapmak olduğu da değerlendirildiğinde program kapsamındaki bu uygulamanın Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce bir ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşmanın 2.3 maddesi çerçevesinde önlem alınabilir nitelikte özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği sonucuna varılmıştır. ii. ÖEB’lerde kurulu olan işletmelerin ihracattan kaynaklanan gelirlerinin gelir vergisi matrahının tamamen veya kısmen dışında tutulması da incelenmiş bu uygulamanın Anlaşmanın 1.1(a)1(ii) maddesi çerçevesinde Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirinden feragat etmesi sonucunu doğurduğu anlaşılmıştır. Ödenmesi gereken gelir vergisinin tahsil edilmemesi ÖEB’lerde kurulu işletmelerin likiditesini arttırmakta, dolayısıyla ciddi bir fayda sağlamaktadır. Hindistan Hükümeti’nin vergi gelirinden feragat etmek suretiyle sağladığı bu mali katkı ÖEB’de kurulu işletmeler için bir fayda doğurduğundan uygulamanın Anlaşmanın 1.1 maddesi ile Yönetmeliğin 12 inci maddesi bağlamında bir sübvansiyon olduğu sonucuna varılmıştır. iii. Programı düzenleyen mevzuat ile uygulama incelendiğinde, gelir vergisi muafiyetinin ihracat performansına bağlı olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bu bağlamda Anlaşmanın 3.1 maddesi hükmünce uygulamanın bir ihracat sübvansiyonu olduğu ve yine Anlaşmanın 2.3 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği düşünülmektedir. (2) Yapılan inceleme neticesinde, esas soruşturma ve önceki NGGS esnasında yapılan bu belirlemeleri geçersiz kılacak bir bulguya rastlanmamıştır. 3.2.6 Maharashtra Yerel Yönetiminin Teşvik Paketi Programı (1) Bahse konu program esas soruşturma ve önceki NGGS sırasında incelenmiştir. Buna göre; i. Bu program Maharashtra eyaleti yerel idaresi tarafından, az gelişmiş bölgelerde sanayi yatırımlarının arttırılmasını sağlamak üzere 1964 yılından bu yana uygulanmaktadır. Program kapsamında, yatırım teşviki olarak sabit sermaye yatırımlarına yönelik olarak vergi iadesi uygulamaları, elektrik vergisi, yurt içi transit vergisi ve damga vergisi muafiyetleri sağlanmaktadır. ii. Esas soruşturmada yapılan incelemede Program kapsamında Maharashtra yerel yönetimince sağlanan vergi iadesi ve vergi muafiyeti uygulamalarının ilgili otoritenin gelirlerinden feragat etmesi sonucunu doğurması sebebiyle kamu tarafından temin edilen bir mali katkı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Firmalara sağlanan bu avantajlar, anılan işletmeler için de bir fayda doğurduğundan sübvansiyon olarak değerlendirilmiştir. iii. Anılan programdan sadece belirli bir bölgede kurulan işletmeler yararlanabildiğinden şikayete konu programın Anlaşmanın 2.2 maddesi çerçevesinde özgül bir sübvansiyon teşkil ettiği sonucuna varılmıştır. (2) Yapılan inceleme neticesinde, esas soruşturmada esnasında yapılan bu belirlemeleri geçersiz kılacak bir bulguya rastlanmamıştır. 3.3 Esas Soruşturma ve Önceki NGGS Kapsamında Değerlendirilmemiş Olan Diğer Programlar (1) Esas soruşturma ve önceki NGGS kapsamında değerlendirilmemiş olan bazı programlar hakkında gerek firmalar gerekse de Hindistan Hükümeti’nden bilgi talep edilmiştir. Böylelikle farklı programlar altında sübvansiyon uygulamalarının devam edip etmediğinin tespiti amaçlanmıştır. Bu kapsamda, · Vergisiz Yenileme Programı (Duty Free Replenishment Scheme (DFRC)) · Statü Sahibi Teşvik Programı (Status Holder Incentive Scrip (SHIS)) · Hindistan’dan Mal İhracatı Programı (Merchandise Exports from India Scheme (MEIS)) · Artan İhracatı Teşvik Programı (Incremental Exports Incentivisation Scheme (IEIS)) · 1961 Gelir Vergisi Kanunu 32.Bölüm, 32AC(1A) Alt Bölüm Sermaye Yatırımları İndirimi (Section 32 Capital Investment Deductions of the Income Tax Act, 1961 Sub-Section 32AC(1A)) · 1961 Gelir Vergisi Kanunu 35. Bölüm Ar-Ge İndirimleri 35(2AB) Alt Bölüm (Section 35 R&D Deductions Sub-Section 35 (2AB)) · Hedef Piyasa Programı (Focus Market Scheme) · Sermaye Sübvansiyonu (Capital Subsidy) · İhracat Kredilerinin Faiz Vergilerinden Muafiyeti (Exemption of Export Credit From Interest Taxes) · Hindistan Hükümeti Tarafından Verilen Kredi Garantileri (Loan Guarantees from the GOI) · 1961 Gelir Vergisi Kanunu, 80-1A Bölümü Altyapı Geliştirme Şirketleri İçin İndirimler (Section 80-1A Deductions of the Income Tax Act, 1961 for Enterprises Engaged in Infrastructure Development) · 1961 Gelir Vergisi Kanunu, 32. Bölüm, 32AC(1A) Alt Bölüm Yeni Tesis ve Makine Yatırımları ve 35. Bölüm 35DD Alt Bölüm (Section 32 for Investments into New Plants and Machinery (Section 32 Capital Investment Deductions) of the Income Tax Act, 1961 – Sub-Section 32AC(1A) Section 35 R&D Deductions of the Income Tax Act, 1961 – Sub-Section 35DD) · Hindistan Menşeli Hizmetler Programı (Services from India Scheme (SFIS)) · Hindistan Menşeli Hizmet İhracatı Programı (Services Export from India Scheme (SEIS)) · 1993-1997 Teşvik Paketi Kapsamında Maharashtra Hükümeti Sübvansiyonları (State Government of Maharashtra Subsidies Under the Package Scheme Incentives 1993 and 1997 (SGOMP)) · Madhya Pradash Hükümeti Endüstriyel Gelişim Planı (State of Government of Madhya Pradash (SGOMP) Industrial Promotion Policy (IPP) 2014) · Hükümet ve Birlik Alanında Satış Vergisi Teşvik Programları (State and Union Territory Sales Tax Incentive Programs) · Maharashtra Hükümeti Giriş Vergisi Geri Ödeme Programı (Octroi Refund Scheme State of Maharashtra (SOM)) · SICOM Limited Tarafından Kredi Faizi Muafiyeti (Waiving of Interest on Loan by SICOM Limited (SOM)) · Sermaye Teşvik Programları (Capital Incentive Schemes (SGOM)) · Uttar Pradesh Hükümeti Sermaye Teşvik Programları (State of Uttar Pradesh Capital Incentive Schemes) · Gujarat Hükümeti Altyapı Desteği Programı (Infrastructure Assistance Schemes (State of Gujarat)) · Uttaranchel Sermaye Teşvik Programı (Capital Incentive Scheme Uttaranchel) · Elektrik Vergisi Muafiyeti Programı (Electricity Duty Exemption Scheme (SGOM IPS 2007)) · Gujarat Hükümeti Elektrik Üretimi Elektrik Vergisi Muafiyeti (Exemption of Electricity Duty on Account of Electricity Generation (State of Gujarat)) · Madhya Pradesh Hükümeti Sanayi Politikası Özel Tekstil Paketi Kapsamında Faiz Desteği (Interest Subsidy under Special Textil Package of Industrial Policy (State of Madhya Pradesh)) programlarına ilişkin bilgi talep edilmiştir. (2) Hindistan Hükümeti’nin yanıtları incelendiğinde, soruşturma döneminde DFRC, SHIS, IEIS, Hedef Piyasa Programı, Sermaye Sübvansiyonu, İhracat Kredilerinin Faiz Vergilerinden Muafiyeti, Hindistan Hükümeti Tarafından Verilen Kredi Garantileri, Hükümet ve Birlik Alanında Satış Vergisi Teşvik Programları, Maharashtra Hükümeti Giriş Vergisi Geri Ödeme Programı ve Uttaranchel Sermaye Teşvik Programı’nın var olmadığı görülmüştür. SHIS programının 2015-2020 dönemi DTP’sinde yer almadığı, öte yandan mezkûr program kapsamında yatırımların ve makine alımlarının desteklendiği, dolayısıyla program kapsamında işbirliğine gelen firmaların tekrarlanmayan (non-recurring) bir fayda sağlamış olabileceği, Uttaranchel Sermaye Teşvik Programı’nın bu eyalettin belli bölgelerinde faaliyet gösteren firmaların yeni yatırımlarının veya var olan birimlerini genişletmek için yaptıkların duran varlık yatırımlarının Rs. 30 lakh’ı geçmemek üzere %15’lik bölümünün destek olarak verildiği tespit edilmiştir. M/s SRF Limited firması bu destekten 26 Temmuz 2011 tarihinde faydalandığı ancak bu desteğin tekrarlanmayan mahiyette (non-recurring) olması sebebiyle faydasının halen devam ettiği görülmektedir. (3) Hindistan Hükümeti verdiği yanıtta, SEIS, SGOM, SGOM IPS 2007, Madhya Pradesh Hükümeti Sanayi Politikası Özel Tekstil Paketi Kapsamında Faiz Desteği, Gujarat Hükümeti Altyapı Desteği Programı ve Uttar Pradesh Hükümeti Sermaye Teşvik Programı’ndan soruşturma kapsamında işbirliğine gelen firmaların yararlanmadığını belirterek detaylı bilgi sunmamıştır. (4) MEIS, Madhya Pradash Hükümeti Endüstriyel Gelişim Planı, Gujarat Hükümeti Elektrik Üretimi Elektrik Vergisi Muafiyeti, 1961 Gelir Vergisi Kanunu 32. Bölüm 32AC(1A) Alt Bölümü Sermaye Yatırımları İndirimi, 35. Bölüm 35 (2AB) Alt Bölümü Ar-Ge İndirimleri, 1961 Gelir Vergisi Kanunu 80-1A Bölümü, programlarından işbirliğine gelen firmaların faydalanması olduğu ve söz konusu programlar kapsamında kamu tarafından temin edilen bir mali katkı olduğu Hindistan Hükümeti soru formu yanıtlarında görülmüştür. · MEIS, Madhya Pradash Hükümeti Endüstriyel Gelişim Planı programlarının ihracat performansına dayalı olduğu gerek verilen yanıtlardan gerekse de ilgili mevzuatın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Gujarat Hükümeti Elektrik Üretimi Elektrik Vergisi Muafiyeti programının ise belirli yatırımlara sağlanması açısından özgül bir sübvansiyon olabileceği tespit edilmiştir. · 1961 Vergisi Kanunu 32. Bölüm 32AC(1A) Alt Bölümü Gelir Sermaye Yatırımları İndirimi programı kapsamında firmalara yapmış oldukları tesis ve makine yatırımları sebebiyle vergi indirimleri sağlanmaktadır. Söz konusu programda minimum yatırım tutarı şartının olması ve bazı sektörleri kapsam dışında bırakması sebebiyle özgül bir sübvansiyon olabileceği tespit edilmiştir. · 35. Bölüm 35 (2AB) Alt Bölümü Ar-Ge İndirimleri programı kapsamında bioteknoloji alanında faaliyet gösteren veya herhangi bir üretim yapan firmaların bilimsel ve sanayi araştırma birimlerinin Ar-Ge merkezlerinde yürüttükleri bilimsel araştırmalarda yaptıkları harcamaların 2 misline eşit kısmı gider olarak yazılabilmektedir. Söz konusu desteğin belli sektörlere sağlanması sebebiyle özgül bir sübvansiyon olabileceği tespit edilmiş olup soruşturmaya taraf firma kullanımının olduğu görülmüştür. · 1961 Gelir Vergisi Kanunu 80-1A Bölümü programı kapsamında uygun firmalar elde ettikleri karlar ve kazanımlardan faaliyete başlamalarından sonraki 15 yılın birbirini izleyen 10 yılında indirim elde ederler. Söz konusu desteğin belli sektörlere veya belli bölgeleri kuran firmalara sağlanması sebebiyle özgül bir sübvansiyon olabileceği tespit edilmiş olup soruşturmaya taraf firma kullanımının olduğu görülmüştür. (5) Hindistan Hükümeti verdiği yanıtta, 1961 Gelir Vergisi Kanunu 35. Bölüm 35DD Alt Bölümü programı kapsamında firmaların birleşmesi veya ayrılması sırasında ortaya çıkan giderlerin 5’te 1’ini veya %20’sini takip eden 5 yıl boyunca gelir vergisinden indirme hakkına sahip olduğu görülmektedir. Soruşturmaya taraf firmaların bu destekten faydalanmadığı görülmektedir. Ayrıca, söz konusu desteğin Hindistan’da faaliyet gösteren tüm firmalar tarafından kullanılabildiği göz önüne alındığında programın özgül bir sübvansiyon olmadığı tespit edilmiştir. 3.4. Diğer ülkeler tarafından uygulanmakta olan önlemler (1) Hindistan menşeli 3920.62 GTP altında sınıflandırılan PET filmlere karşı Amerika Birleşik Devletleri tarafından 1/7/2002 tarihinden beri telafi edici önlem uygulanmaktadır. 16 (2) Brezilya tarafından Hindistan menşeli 3920.62, 3920.63 ve 3920.69 GTP altında sınıflandırılan PET filmlere karşı 22/4/2016 tarihinde telafi edici önlem yürürlüğe konulmuştur. 3.5. Sonuç
(1) Bu bölümde incelenen hususların bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde, meri önlemlerin yürürlükten kalkması halinde soruşturma konusu ülke menşeli ürünlerin ithalatında sübvansiyonun devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu değerlendirilmektedir. 4. Zararın Devamı veya Yeniden Meydana Gelmesi İhtimali4.1. Genel açıklamalar(1) Yönetmeliğin 35 inci maddesi çerçevesinde, gözden geçirme döneminde yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri ve önlemin yürürlükten kalkması halinde zararın devam etmesinin veya tekrar etmesinin muhtemel olup olmadığı incelenmiştir. Bu çerçevede, ithalatın mutlak ve nispi olarak gelişimi, ithalat fiyatlarının gelişimi ile yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri değerlendirilmiştir.
(2) Soruşturma konusu ürünün genel ithalatı ve soruşturma konusu ülkeden yapılan ithalatının incelenmesinde en güncel Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri kullanılmıştır. 4.2. Ürünün genel ithalatının mutlak gelişimi ve fiyatları(1) Soruşturma konusu ürünün sınıflandırıldığı GTİP’ler altında gerçekleştirilen genel ithalat istatistiklerine bakıldığında, ürünün 2017 yılında 41.998.505 kg (146,4 milyon ABD doları) olan ithalat miktarının, 2018 yılında 34.736.709 kg (107,3 milyon ABD doları), 2019 yılında 38.307.786 kg (105,7 milyon ABD doları) ve SD’de 39.656.220 kg (110,8 milyon ABD doları) seviyesinde gerçekleştiği görülmektedir. (2) Söz konusu ithalatın ortalama birim fiyatları, sırasıyla 3,5 ABD doları/kg, 3,1 ABD doları/kg ve 2,8 ABD Doları/kg ve 2,8 ABD Doları/kg olarak gerçekleşmiştir. 4.3. Soruşturma konusu ülkeden ithalatın mutlak gelişimi ve fiyatları(1) Hindistan menşeli soruşturma konusu ürün ithalatı, 2017 yılında 1.582.200 kg iken (4,7 milyon ABD doları), 2018 yılında 1.211.038 kg (3 milyon ABD Doları), 2019 yılında 800.037 kg (1,8 milyon ABD doları) ve SD’de 472.373 kg (1,2 milyon ABD doları) seviyesinde gerçekleşmiştir. (2) Hindistan menşeli ithalatın birim fiyatları 2017 yılında 3 ABD doları/kg seviyesindeyken, 2018 yılında 2,5 ABD doları/kg seviyesine, 2019 yılında ise 2,3 ABD Doları/kg seviyesine ve SD’de 2,6 ABD Doları/kg seviyesine gerilemiştir. (3) Hindistan menşeli ürün ithalatının toplam ithalat içindeki payı ise incelenen dönemde sırasıyla %4, %3, %2, %1 olarak gerçekleşmiştir. 4.4. Diğer ülkelerden ithalatın mutlak gelişimi ve fiyatları(1) Soruşturma konusu ürünün diğer ülkelerden ithalatı, 2017 yılında 40.416.305 kg (141,8 milyon ABD Doları), 2018 yılında 33.525.671 kg (104,3 milyon ABD Doları), 2019 yılında 37.507.749 kg (103,9 milyon ABD doları) ve SD’de 39.183.847 kg (109,6 milyon ABD doları) olarak gerçekleşmiştir. (2) Söz konusu ithalatın ortalama birim fiyatları, incelenen dönem itibariyle sırasıyla 3,5 ABD Doları/kg; 3,1 ABD doları/kg, 2,8 ABD Doları/kg ve 2,8 ABD Doları/kg olmuştur. Söz konusu ithalatın toplam ithalat içindeki payı sırasıyla %96, %97, %98 ve %99 seviyelerindedir. 4.5. İthalatın nispi gelişimi(1) Önlem konusu ürünün Türkiye toplam benzer mal tüketimi içindeki payı hesaplanırken, başvuru sahibi ve başvuruyu destekleyen yerli üreticilerin yurt içi satışları ile genel ithalat miktarı toplanmıştır. Yerli üretim dalının yurt içi satışlarının ve önlem konusu ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın toplam tüketime oranlanmasıyla pazar payları hesaplanmıştır. İncelenen veriler 2017 yılı=100 olacak şekilde endekslenmiştir. (2) Bu çerçevede, yurt içi tüketim endeksi incelenen dönemde sırasıyla 100, 87, 91 ve 98 birim olarak gerçekleşmiştir. (3) Hindistan menşeli ithalatın 2017 yılında 100 birim olan pazar payı endeksi 2018 yılında 88 birim, 2019 yılında 56 birim ve SD’de 30 birim olarak gerçekleşmiştir. (4) Diğer ülkeler menşeli ithalatın 2017 yılında 100 birim olan pazar payı endeksi diğer yıllarda sırasıyla 96, 102 ve 98 birim olmuştur. (5) Yerli üretim dalının pazar payı endeksi 2017-2019 yıllarında sırasıyla 100, 98 ve 95 birim SD’de 85 birim olarak gerçekleşmiştir. 4.6. Fiyat kırılması ve baskısı(1) İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 17 nci maddesinin ilgili hükümleri çerçevesinde, sübvansiyonlu olduğu iddia edilen ithalatın yerli üretim dalının satış fiyatları üzerindeki etkisi değerlendirilirken soruşturma konusu ülkeden gerçekleştirilen ithalatın yerli üretim dalının fiyatlarını kırıp kırmadığı incelenmiştir. Fiyat kırılması, ithal ürünün ortalama pazara giriş fiyatının Türkiye piyasasında yerli üretim dalının ortalama yurt içi birim satış fiyatının yüzde olarak ne kadar altında kaldığını göstermektedir. (2) Fiyat baskısı, yerli üretim dalının fiyatlarının sübvansiyonlu olduğu öne sürülen ithalat sebebiyle baskı altında bulunması ve yerli üreticinin fiyatlarını makul kâr elde edecek şekilde belirleyememesi durumunu ifade etmektedir. Bu kapsamda, soruşturmaya konu ürünün Türkiye pazarına ortalama giriş fiyatı ile yerli üretim dalının ortalama ticari maliyetine makul bir kâr oranı (%12) eklenerek bulunan olması gereken yurt içi birim satış fiyatı karşılaştırılmıştır. (3) Sübvansiyona karşı önlemlerin söz konusu olmadığı bir ortamda fiyatların hangi düzeyde oluşacağına ilişkin değerlendirmeyi mümkün kılmak amacıyla, anılan fiyatlara sübvansiyona karşı önlemler eklenmemiştir. (4) Bu kapsamda, SD’de Hindistan menşeli ithalatın yerli üretim dalının yurt içi satış fiyatını kırmadığı ve baskılamadığı tespit edilmiştir. 4.7. Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri(1) Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri, başvuru sahibi Süper Film firmasının verileri esas alınarak incelenmiştir. Eğilimin sağlıklı bir şekilde analiz edilebilmesi amacıyla, Türk lirası bazındaki veriler yıllık ortalama Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) kullanılması suretiyle enflasyondan arındırılarak endekslenmiştir. (2) Ekonomik göstergelerin değerlendirilmesinde, soruşturma konusu ürüne ait miktar incelemesi için kilogram ölçü birimi kullanılmıştır. a) Üretim, kapasite ve kapasite kullanım oranı (KKO) (1) Yerli üretim dalının soruşturma konusu ürün için 2017 yılında 100 birim olan üretim miktar endeksi, 2018 yılında 108, 2019 yılında 105, SD’de 120 birim seviyesinde gerçekleşmiştir. (2) İncelenen dönemlerde yerli üretim dalının kapasite endeksi aynı kalmış, KKO endeksi ise sırasıyla 100, 108, 105 ve 120 birim olarak gerçekleşmiştir. b) Yurt içi satışlar (1) Yerli üretim dalının soruşturma konusu ürün için 2017 yılında 100 birim olarak kabul edilen yurt içi satış miktarı endeksi 2018 yılında 85, 2019 yılında 86 ve SD’de 105 birim seviyesinde gerçekleşmiştir. (2) Aynı dönemde, yurt içi satış değeri endeksi sırasıyla 100, 100, 99 ve 119 birim olmuştur. c) Yurtiçi fiyatlar (1) Yerli üretim dalının soruşturma konusu ürün için yurt içi birim satış fiyatı endeksi 2017 yılında 100, 2018 yılında 117, 2019 yılında 115 ve SD’de 114 birim seviyesinde gerçekleşmiştir. ç) Yurt dışı satışlar (1) Yerli üretim dalının ihracat miktar endeksi 2017 yılında 100, 2018 yılında 131, 2019 yılında 137 ve SD’de 142 birim olmuştur. (2) Aynı dönemde, ihracat değer endeksi sırasıyla 100, 146, 145 ve 148 birim olarak gerçekleşmiştir. (3) Yerli üretim dalının soruşturma konusu ürün ihracatının birim fiyat endeksi 2017 yılında 100, 2018 yılında 112, 2019 yılında 106 ve SD’de 104 birim seviyesindedir. d) Pazar payı (1) Yerli üretim dalının pazar payı endeksi sırasıyla 100, 98, 95 ve 85 birim olarak gerçekleşmiştir. e) Maliyetler (1) Yerli üretim dalının başvuru konusu ürün için 2017 yılında 100 birim olan birim sınai maliyet endeksi, 2018 yılında ve 2019 yıllarında 116 birim SD’de 103 birim seviyesinde oluşurken, faaliyet ve finansman giderleri eklenerek hesaplanan birim ticari maliyet endeksi sırasıyla 100, 124, 117 ve 105 birim seviyesinde gerçekleşmiştir. f) Kârlılık (1) Yerli üretim dalının başvuru konusu üründe yurt içi satışlardan elde ettiği birim kârının endeksi 2017 yılında -100 birim, 2018 yılında -310 birim, 2019 yılında -174 birim ve SD’de 135 birim olmuştur. (2) Yerli üretim dalının toplam satışlarının birim kârlılığı ise, 2017 yılında 100 birim, 2018 yılında -40 birim, 2019 yılında -2 birim ve SD’de 177 birim seviyesindedir. g) Stoklar (1) Yerli üretim dalının dönem sonu stok miktarının endeksi sırasıyla 100, 114, 60 ve 77 birim olarak gerçekleşmiştir. ğ) İstihdam (1) Yerli üretim dalının başvuru konusu ürün üretiminde çalışan işçi sayısı endeksi aynı dönemde sırasıyla 100, 106, 103 ve 107 birim olmuştur. h) Ücretler (1) Üretimde çalışan bir işçinin aylık brüt ücretinin endeksi 2017 yılında 100 birim olarak kabul edildiğinde, diğer yıllarda sırasıyla 88, 94 ve 91 birim seviyesinde gerçekleşmiştir. ı) Verimlilik (1) Soruşturma konusu ürün üretiminde çalışan işçi başına düşen üretim miktarını gösteren verimlilik endeksi 2017 yılında 100 birim, diğer yıllarında sırasıyla 101, 101 ve 113 birim olarak gerçekleşmiştir. i) Nakit akışı (1) Yerli üretim dalının başvuru konusu ürüne ilişkin amortisman ve karlılık değerleri dikkate alınarak hesaplanan nakit akışı endeksi 2017 yılında 100 birim, 2018 yılında -188 birim, 2019 yılında 177 birim ve SD’de 415 birim olarak gerçekleşmiştir. j) Büyüme (1) Yerli üretim dalının bütün faaliyetlerini kapsayan aktif büyüklüğü incelenen dönemde sırasıyla 100, 103, 73 ve 96 birim olmuştur. k) Sermaye artışı (1) Yerli üretim dalının öz sermaye endeksi aynı dönemde sırasıyla 100, 96, 86 ve 99 birim olarak gerçekleşmiştir. l) Yatırımlar (1) Yerli üretim dalının bütün faaliyetlerine yönelik kapasite artışı için yapılan tevsi yatırımları bulunmamakta olup yenileme yatırımları ise incelenen dönemde sırasıyla 100, 73, 112 ve 92 birim seviyelerinde gerçekleşmiştir. m) Yatırımların geri dönüş oranı (1) Yerli üretim dalının yatırımlarının geri dönüş oranı (dönem karı/öz sermaye) aynı dönemde sırasıyla 100, 110, 29 ve 113 birim olmuştur. 4.8. Yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinin değerlendirilmesi(1) Yerli üretim dalının incelenen dönemde üretim miktarı, yurt içi ve yurt dışı satışları, dönem sonu stokları, kapasite kullanım oranı, ürün istihdamı, verimlilik, ürün nakit akışı gibi bazı ekonomik göstergelerinin olumlu bir seyir izlediği görülmektedir. Ayrıca, yurt içi satış miktarının 2017-2019 yıllarında düşüş eğiliminde olduğu ancak SD’de artış eğilimine geçtiği görülmektedir. (2) Diğer taraftan, 2017-2019 yıllarında yurt içi ve yurt dışı satış birim fiyatlarında artış olmasına rağmen yurt içi birim fiyatların yerli üretim dalının maliyetlerinin altında kaldığı ve yurt içi satışlarındaki kârlılığının negatif değerlerde seyrettiği ve kâr elde edilemediği, yurt dışı satışlarındaki kârlılığının ise bozulma eğilimi gösterdiği görülmektedir. SD’de ise sınai maliyetler ile ticari maliyetlerin azalış eğiliminde olmasından dolayı yurt içi satış birim fiyatları bir önceki döneme göre düşüş göstermiş olsa da satışlardan kâr elde edilmeye başlandığı tespit edilmiştir. Fakat incelenen dönem boyunca kârlılık değerlerine toplam olarak bakıldığında yerli üretim dalının kâr edemediği görülmüştür. 4.9. Zararın devamı veya yeniden meydana gelmesi ihtimali(2) Her ne kadar Hindistan menşeli ithalat, önlemin etkisiyle incelenen dönemde azalmış ve toplam ithalat içerisindeki payı ve tüketim içerisindeki pazar payı düşük seviyelere gerilemiş olsa da başvuru konusu ülkenin üretim ve ihracat kabiliyeti bakımından gerek yakın coğrafyada gerekse de dünyada önemli bir yere sahip olduğu ve ihracatçı firmaların Türkiye pazarını iyi tanıdığı ve pazara erişim konusunda herhangi bir sorunla karşılaşmadığı düşünülmektedir. (3) Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri bir bütün olarak incelendiğinde, üretim miktarı, yurt içi ve yurt dışı satışları, dönem sonu stokları, kapasite kullanım oranı, ürün istihdamı, verimlilik, ürün nakit akışı gibi bazı ekonomik göstergelerinin olumlu bir seyir izlediği gözlenmekle birlikte incelenen dönem boyunca kârlılık değerlerine toplam olarak bakıldığında yerli üretim dalının kâr edemediği tespit edilmiştir.
5. GENEL DEĞERLENDİRME VE Sonuç(1) Yürütülen soruşturma esnasında elde edilen bilgi ve bulgular çerçevesinde, yürürlükteki önlemlerin ortadan kalkması durumunda sübvansiyonun ve zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu değerlendirilmiştir.
(2) Bu çerçevede, soruşturma neticesinde ulaşılan tespitleri değerlendiren Kurulun kararı ve Ticaret Bakanının onayı ile 16/9/2015 tarihli ve 29477 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/43) ile yürürlükte bulunan telafi edici vergi şeklindeki kesin önlemlerin, yerli üretim dalı üzerinde zararın devam etmesini veya yeniden oluşmasını engelleyecek seviyede yeniden değerlendirilerek Yönetmeliğin 42 nci maddesi çerçevesinde aşağıdaki tabloda gösterilen biçimde uygulanmaya devam edilmesine karar verilmiştir.
1 Bu programın yasal dayanağı Hindistan hükümetince çıkarılan “Dış Ticaret Politikası 1 Nisan 2015 – 31 Mart 2020” (DTP) (Foreign Trade Policy 1st April 2015 – 31st March 2020) belgesinin 4.00 – 4.24 bölümleri ile “Prosedürler El Kitabı (PEK) 1 Nisan 2015 – 31 Mart 2020” (Handbook of Procedures 1st April 2015 – 31st March 2020) belgesinin 4. bölümüdür. 2 Physical exports 3 Annual Requirement 4 Intermediate supplies 5 Deemed exports; yasal dayanağı DTP belgesinin 8. Bölümüdür. 6 Export oriented units 7 Export processing zones 8 Special economic zones 9 Back-to-back inland letter of credit 10 Standard Input-Output Norms (SIONs). 11 Duty Entitlement Passbook Scheme; programın yasal dayanakları DTP belgesinin 4.3 maddesi ile PEK belgesinin 4.37 - 4.54 maddeleridir. 12 Duty Drawback Scheme; programın yasal dayanakları 1962 Gümrük Kanunu’nun X. bölümü 74-76. Kısımları 1962 (Sections 74-76 Chapter X of the Customs Act, 1962), Gümrükler ve Dolaylı Vergilerin İadesi Kuralları 2017 (Customs and Central Excise Duties Drawback Rules, 2017) ve Gümrükler El Kitabı 22. Bölüm 2015 (Chapter 22 of the Customs Manual 2015). 13 Export Promotion Capital Goods; bu programın yasal dayanağı DTP belgesinin 5. Bölümüdür. 14 Export Credit; programın yasal dayanağı Hindistan Merkez Bankası (Reserve Bank of India) tarafından çıkarılan ve güncellenen Ana Sirküler (Master Circular)’dir. 15 Programın yasal dayanağı DTP belgesinin 7. Bölümü ile 2005 tarihli Özel Ekonomik Bölgeler Kanunu ve 2006 tarihli Özel Ekonomik Bölgelere İlişkin Kurallardır. 16 Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü, (Integrated Trade Intelligence Portal (I-TIP)). http://i-tip.wto.org/goods/Forms/TableView.aspx
|